6 Şubat depreminin ardından depremzedelerin Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarına yerleştirilmesi nedeniyle üniversitelerde uzaktan eğitim kararı, öğrenciler ile ailelerinin tepkisini çekti. Barınamıyoruz Hareketi’nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, öğrencilere ait olan eşyaların habersiz toplanarak siyah poşetlere konulduğu görüldü. Barınamıyoruz Hareketi, söz konusu videoyu “İstanbul Büyükçekmece Kız Öğrenci KYK Yurdu öğrencilerinden habersiz eşyalar toplanıyor. Depremzedelerin mağduriyeti öğrencilerin mağduriyetiyle çözülmez. Yurtlar değil, boş evler verilsin” notuyla paylaştı.
6 Şubat depreminin ardından depremzedelerin Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarına yerleştirilmesi nedeniyle üniversitelerde uzaktan eğitim kararı, öğrenciler ile ailelerinin tepkisini çekti. Barınamıyoruz Hareketi’nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, öğrencilere ait olan eşyaların habersiz toplanarak siyah poşetlere konulduğu görüldü. Barınamıyoruz Hareketi, söz konusu videoyu “İstanbul Büyükçekmece Kız Öğrenci KYK Yurdu öğrencilerinden habersiz eşyalar toplanıyor. Depremzedelerin mağduriyeti öğrencilerin mağduriyetiyle çözülmez. Yurtlar değil, boş evler verilsin” notuyla paylaştı.
‘Yurtsuzlar’ isimli öğrenci hareketinin üyelerinden Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 4’üncü sınıf öğrencisi Leyla Mavili, söz konusu karara ilişkin değerlendirmede şunları söyledi:
“KYK yurtlarına yerleştirilmesi gerekçesi ile online eğitime geçildiği haberini aldık. Yurt müdürlükleri alelacele arkadaşlarımızın eşyaları ile beraber bir anda akşam yurtlardan çıkmalarını istediler. Özellikle Ankara’da Cebeci Site Yurdu’nda ve Çubuk Yurdu’nda bir anda arkadaşlarımızın derhal çıkmalarını istediler ama ilk gözden çıkarılan biz oluyoruz ama bu o kadar mümkün bir şey değil. Çünkü, sömestr dönemindeydik ve halen memleketlerinde olan arkadaşlarımız vardı ve onların özel eşyaları yurt müdürlüklerince siyah çöp poşetlerine konup kapıların önlerine dizildi.
“İlk elden akla KYK yurtlarının gelmesi aslında bu memlekette gençliğin ne kadar değersiz olduğunun kanıtı. Biz üniversiteliler, üniversiteyi kapattık deseler de elimizden ne gelirse yapıyoruz. Dayanışmaysa, yardımlaşmaysa ya da bizzat hesaplaşmaysa buradayız. Elimizden geleni yapıyoruz. YÖK’ün tek kapatma sözü ile kapanmaz. Gerekirse biz odalarımızı paylaşırız ama durum bu değil. Durum tüm Türkiye’de üniversitelilerin bu kadar ikincil bu kadar görünmez olması ve tek kalemde silinebilir olmaları.”
Bir öğrenci yakını, uzaktan eğitim ve yurtların boşaltılması kararıyla ilgili şunları söyledi:
“Depremden dolayı üzücü bir durumla karşı karşıyayız. Bir memlekette ilk gözden çıkartılan şeylerin eğitim kurumları olmaması gerekiyor. Ne olursa olsun AFAD gibi unsurların ya da devletin bununla ilgili kurumlarının çok önceden bununla ilgili önlem alması, hesaplaması gerekirdi. Burada bir eylem planının olmadığını gösteriyor. Yurt güzel yapılmış öğrenciler için güvenli bir ortam, gelecek insanlar içinde güvenli ortam. Burada da kalmalarını isteriz, burada da sorun yok. Burada ilk gözden çıkarılması gereken unsurların çocukların üniversiteleri olmamalıydı. Öbür türlü durumlar, nakdi bedeller ile kurtarabilirsiniz ama eğitimi nakdi bedeller ile kurtaramazsınız. Her zaman öldürülen bir zaman olur. Bu da bizi şunu gösteriyor ki, sanırım Kızılay gibi unsurların çok fazla çadırları olduğu gerçeği vardı ama bugün bunları kullanamıyorsak zamanında doğru önlemlerin alamadığımızı gösteriyor.”